KONYA: BAŞŞEHİR…

Şehirler, kendilerine müstesna bir hüviyet kazandıran kahramanları, yeryüzü coğrafyasında iz bırakan gönül sultanlarını, havasını teneffüs eden, sokaklarını adımlayan, bununla kalmayıp bugünden yarına uzanan bir çizgide yoğuran ve kalp iklimlerini yeşerten anıt şahsiyetleri ve manevi önderleri ile öne çıkarlar.

Konya büyük bir şehir, Konya bir ulu şehirdir. Konya kudretiyle dünyayı titretmiş, adaletiyle dünyaya hükmetmiş Selçuklu’nun Başşehridir. Konya, Sadrettin Konevi’nin, Şemsi Tebrizi’nin, tabi ki Hazreti Mevlana’nın şehridir.

Hani neler demişti O; hayatımıza bir dinamizm getirmek için;

“Sürekli çalış, hareketli ol. Çünkü akar su donmaz.

Aşk bile boy atıp baş çekme sırrını hareketten elde etti”
“İnsanın uğradığı zararlar, çalışmamasındandır,

elde ettiği kazançlar ise çalışıp çabalamasından”
Hepimizi aydınlatan aynı güneş, hepimizi doyuran aynı toprak değil midir? Hiç bir zaman yeniden başlamak için geç kalınmış değildir. O halde barış ve umutla, kardeşlik ve samimiyetle sadece şehrimizin, ülkemizin değil, yeryüzünün de sorunlarını çözebiliriz. Çünkü hayat sevgi ile kaimdir ve sevgi paylaşılmadıkça insanın kâbusu olur. Hz. Mevlana, bizi, aydınlığa ve umuda çağırır; şartlar ne olursa olsun, sorunların aşılabileceğini, aşılamayan sorunların karşısında sabredilebileceğini öğretir.


Konyalılar, O’nun bize bıraktığı eşsiz mirasa, onun bu bereketli topraklara ektiği fikir tohumlarına, onun bize öğrettiği gönlü kazanma sanatına sımsıkı sarılır, onun ışığıyla yollarını aydınlatır.


HAREKET HALİNDE BİR ŞEHİR…

Konya’da vakıflar, dernekler, meslek kuruluşları şehrin sorunlarının çözümünde hayatî önemde rol oynayan kurumlardır ve yüzyıllardır varlıklarını sürdürür. Tarihte loncalar ve esnaf teşkilatlarının şehrin meselelerinin çözümünde üstlendiği önemli roller, bugün öneminden hiçbir şey kaybetmeden meslek kuruluşlarıyla devam ettirilir.

Güçlü medeniyet birikimine sahip olan şehirde geçmişten bugüne tam bir yönetim-halk kaynaşması yaşanır. Hz. Mevlana’nın ahlak ve öğretisinin şehre sindiği her köşe başında hissedilir.

“Konya bozkırın tam çocuğudur” diyen A. Hamdi Tanpınar’a göre nasıl ki eski Konya’yı mîmârî izlerden adım adım yürüyerek ancak tahayyül edebilmek mümkünse, değişen Konya’yı da her yeni gün değişim ve hareket halinde görmek mümkündür.

Konya, taşıdığı tarihsel ve sosyal özellikler bakımından çok farklı bir bakış açısını hak eder. Diğer metropollerden farklı olarak, daha sakin, daha gürültüsüz, daha karmaşasız, daha huzurlu bir kent olan Konya’da her türlü yatırıma muhtaç alanların ve hizmet isteyen bölgelerin olması büyük bir avantajdır.

Konya’yı bir dünya kenti yapacak vizyon projelere ihtiyaç var. İktidar ve belediyeler el ele vererek, yönetim bilgisi, örgütlenme, kaynak yaratma ve kullanma stratejisi ile yola çıkınca, ikinci döneme girildiğinde fark ettiren, kalite düzeyi yüksek çalışmalara imza atılır.

Şehrin 100 yıllık rüyası Mavi Tünel, Hızlı Tren, duble yollar gibi merkezi idare destekli yatırımlara paralel, yerel idarenin büyük ölçekli gerçekleştirdiği çalışmalar, hareket halindeki Konya’ya güç kazandıracaktır…


EĞİTİM VE KÜLTÜR ŞEHRİ…

Konya İstanbul gibi Türkiye’nin bir finans merkezi olamaz belki ama ülkenin en önemli eğitim ve kültür merkezi olmasının önünde hiçbir engel yoktur. Konya, Türkiye’nin en çok öğrencisine sahip Selçuk Üniversitesi’nden sonra ikinci, üçüncü hatta dördüncü, beşinci üniversitesine kavuşarak bir eğitim kenti olma yolundadır. Selçuk, KTO Karatay, Mevlana, Konya ve Meram üniversiteleri, Altunaba Medresesi’nden yarına ışık tutacaklardır.

Yerel yönetimlerin eğitim yardımları ve eğitime yüzde yüz destek projesine öncülük edilmesi gibi bir çok eğitim hamlesi yanında şehir kültüründe iz bırakan çalışmalar, inanç ve kongre turizmini canlandıracak projelerle Konya, geleceğin en önemli eğitim, kültür ve turizm merkezi olmayı çoktan hak etmiştir.

KARDEŞLİK ŞEHRİ…

Şehrin yaşam standardını yükseltmek, kadınlara ve gençlere aktivite alanları kazandırmak, muhtaçlara yardım elini uzatmak, kısaca şehir insanının geleceğe ümitle bakmasını sağlamak için, “Herkesin hakkını gözeterek hizmet etmek” prensibiyle, çalışmalar daha açık ve şeffaf hale getirilebilir.

Garip gurebanın elinden tutan, birlik ve berberlik içinde toplum bilinci oluşturmaya önem veren bir yapı var Konya’da. Gecemizi gündüzümüze katarak sosyal hizmet anlayışını daha canlı tutacak deyim yerindeyse kurumsallaştıracak çalışmalar yapılabilir, bu şehrin ruhundaki dostluk ve dayanışma potansiyeli zirveye çıkarılabilir.

 

BİRAZ DAHA GAYRET…

Bugüne kadar yapılanlarla Konya, Anadolu’nun görünen yüzü ve dünyaya açılan penceresi oldu. Yaşam kalitesi yüksek bir dünya şehri için öncü ve önder olma ufku ile kentin yürüyüşü hız kazanabilir.

Mevlana diyor: “Yoldaki bir tepecik seni bunaltmasın, zira nice dağlar var önünde”.

Yaşanan bireysel ve toplumsal sorunların çareleri, O’nun asırlar önce sunduğu reçetelerde saklı. Bunun için onunla bir hayat yolculuğuna çıkmak, bugünü O’nun devrine götürmek, O’nun devrini de bugüne getirerek müşterek bir anlayış havası içinde düşünüp duymak ve bizden O’na, O’ndan bize ulaşan fısıltıları yakalamak gerekiyor.

O halde büyük düşünecek, büyük hedefler belirleyeceğiz.

O büyük hedeflere ulaşmak için biraz daha gayret gerekiyor.

Biraz daha…