Cemile Biçer:

Konjonktür gereği AK Partili değilim

AK Parti Konya Milletvekili Aday Adayı Cemile Biçer’in Haftalık Dergi Gerçek Hayat’tan Gülcan Tezcan’ın sorularına cevapları...

 

-Ne zamandır siyasetle uğraşıyorsunuz?

29 Mart 2009 yerel seçimlerinde AK Parti’den Karatay Belediye Meclis Üyesi olarak siyasete atıldım. 10 Mart’ta da milletvekili aday adayı olmak için bu görevimden istifa ettim ve adaylık müracaatımı yaptım.  İnşallah aday listelerine girer de seçilirsem bu durum adalet ve özgürlüğün herkes için olduğunun kanıtı olacak ve Türkiye ilerleme yolunda aşması gereken  engellerden birini daha aşmış olacak. Bunun verdiği iç huzurla ve milletten aldığım güçle meclis çatısı altında yaşadığım şehre ve ülkeme hizmet etmek istiyorum.

-Neden vekil olmak istiyorsunuz? Meclis’e girerseniz hangi konularda çalışmalar yapmak istiyorsunuz?

O veya bu partiden fark etmez. Temsilde adaletin sağlandığı, bütün etnik ve kültürel unsurlara saygı duyulan, tüm renklerin Meclis’te olduğu bir Türkiye fotoğrafı hayalim. Çok şey mi istiyorum? Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkezler, Gürcüler temsil ediliyorlarsa Ermeniler, Rumlar, Museviler de temsil edilmeli. Meclis tarihinde, azınlıkların temsil edildiği dönemler oldu, şimdi de olmalı.Türküyle, Kürdüyle, Sünnisi, Alevisiyle, açığı, kapalısıyla neden milletin meclisinde olmayalım. Partimizin “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” de başka bir şey demiyor ki zaten.

Vekil olur da parlamentoya girersem, etnik, dini, kültürel farklılık gözetmeksizin daha çok sosyal alanda kadınlarımızın, gençlerimizin ve çocuklarımızın eğitimi için çalışmalar yapacağım. Bir eğitimci olarak, bir eş, bir anne olarak bu alanda daha çok mesafe kat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Okullarda müfredatın hala eğitimden çok öğretime ağırlık verdiğini görüyoruz mesela. Öğretmen eğitimde yalnız bırakılıyor. Eğitimin aile ayağında sorunlar var. Eğitim bir süreçse ailenin bu süreçte daha aktif olması gerekiyor. Her gün şiddet, yozlaşma, yanlış bilgilenme bombardımanı altında elimizden kaydığını hissettiğimiz çocuklarımıza daha çok zaman ayırmalıyız. Bırakın başka şeyleri, ibadetleri bile çocuklarına bahane olarak sunan aileler var. Yardım isteyen bir çocuğa “Kur’anımı okuyayım, ondan sonra” diyen bir anne olabilir mi?! Sonra o çocuğun dine bakış açısı nice olur? Bilgisizliğin, bilinçsizliğin her türlüsüyle mücadele etmeliyiz.

Vekil olursam, milli eğitim ya da aileden sorumlu olarak komisyonlarda aktif çalışmalar yapmak isterim. Sivas’tan doğusunun Şafi, Caferi, Alevi vs. olduğu bir ülkede Din Kültürü kitaplarında sadece Hanefi mezhebinin uygulamaları olabilir mi? Mesela, kitapta abdestin farzını 4 gören Şafii çocuk, “Hayır öğretmenim 6, eksik yazmışlar” diyor. Sadece din eğitiminde değil, mesleki eğitimde de ciddi sorunlar var.

-İlk kez ne zaman milletvekilliği için aday oldunuz? Nasıl bir süreç yaşadınız? Eleştirilerle karşılaştınız mı?

-İlk vekil aday adaylığım bu seçimler için oldu. 1 ay gibi çok kısa bir sürede karar vermek durumunda kaldım. Eşimden, ailemden ve yakın çevremden destek gördüm. Ne var ki endişeler; benim aday gösterilip gösterilmeyeceğimden çok, başörtülü bir aday adayına listelerde yer verilip verilmeyeceği ile ilgiliydi. Ben bir endişe yaşamadım. Israrla bunu vurgulayanlara ise Başbakanımız’ın daha önce bu yönde gelen sorulara “Siyasette her şey mümkün” açıklamasını hatırlattım. Ayrıca, aday adaylığımı tenkid eden, hafife alan bir yaklaşımla karşılaşmadım henüz.

-Başörtülü adaya siyasi çevrelerin bakışıyla vatandaşın bakışı arasında bir fark var mı? Hangi taraf daha açık başörtülü bir adaya?

Hani bir kıssa anlatılır: İki kurbağa süt kovasına düşerler, arkadaşları gelir bakarlar ki durum vahim, “Boşa uğraşmayın siz buradan çıkamazsınız” derler. İki kurbağa çırpınıp durur, arkadaşları konuşur, “Evet artık onlar ölecek ne kötü hiç bir şey yapamıyoruz” bunu üzerine kurbağalardan biri ölür, diğeri vazgeçmez ama telkinler hiç iyi değildir. “Uğraşma arkadaşım sen de öleceksin” sesleri yükselir. Yalnız kalan kurbağa son bir sıçramayla kovadan çıkar, arkadaşları “Aaa nasıl yaptın” derler. Kurbağadan tepki yok sonra anlarlar ki arkadaşları sağırdır. O kötü telkinleri duymamıştır, ümidini kesmemiştir.

Siyasilerin gereksiz ve incitici çıkışları, ne yazık ki bu şekilde manipüle etmeye yönelik. Başbakan’ın milyonları heyecanlandıran, ağlatan “Demokratik Açılım” konuşmasından hiç mi kendimize ders çıkarmıyoruz. Hem farklı kültür ve etnik unsurların kardeşliğinden söz edeceksiniz, hem de halkın meclisinde bazı renkleri yok sayacaksınız. Hak ve özgürlüklerin zamanı mı olur ki, “daha zamanı değil” deniyor. Ayrıştırmayı önce topluma yön verenler yapıyor. Daha sonra da vatandaş ölümü tercih eden kurbağa gibi “kader”ine rıza gösteriyor.

Hani bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat, nasıl bir daha hortlamayacak şekilde ortadan kaldırılmıştı. Hak ve özgürlüklere eklektik bir bakış açısı, maalesef siyasi çevreler tarafından topluma dayatılıyor. “Yeni bir şey söyleyecek mi?” diye ağzına bakıp durduklarınız, sizi hayal kırıklığına uğratabiliyor. Onun bunun lafına bakmadan, Başbakan’ın hepimizi rahatlatacak bir karar vereceğine inanıyorum. Kimi siyasilerin kafaları bulandırıcı açıklamalarına karşı sağır, “şimdi değilse ne zaman?” diye soran, sorgulayan, desteklerini esirgemeyen, hep yanımda olan çevreler de var. Ne yazık ki, “28 Şubat mağduru” olduğunu söyleyen pek çok kişide hala “özgüven” eksikliği görüyorum.

-Siyasilerin başörtülü vekil konusundaki çekincesi nereden kaynaklanıyor?

“Merve Kavakçı’ya yaşatılanlar, yeniden sahneye konulacak” paranoyasına vatandaş da siyasiler de artık inanmıyor. Üniversitelerde başörtüsü sorununun çözümünde, parti içindeki muhalefete rağmen Sayın Kılıçdaroğlu’nun olumlu tavrı etkili olmuştur. Gelgitlerine rağmen Kılıçdaroğlu, Ecevit gibi had bildirmeye kalkışmayacaktır. Toplumsal taleplere direnç gösteren, değerlerle kavgalı aşırı uçların bu dönemde tasfiye olması bekleniyor. Hatta Kılıçdaroğlu’nun kadın adaylar arasında bir ya da birkaç başörtülüye yer verebileceği bile söyleniyor.

AK Parti ve MHP’de, başörtülü vekil konusunda partiyi bağlayıcı bir karar yok. Kişisel tutumlar var. Var olan ‘çekinceler’, kişilerin başörtüsüne ve başörtülülere nasıl bir statü yüklediğiyle paralellik gösteriyor. Başörtülü yönetici asistanı çalıştırmanın ‘imaj’ sorunu yaratacağını düşünen ‘dindar’ patronlar gibi, başörtülü milletvekilinin de TBMM’de ‘sorun’ çıkarabileceğinden endişe eden siyasilerimiz var. Başbakan’a rağmen başörtülüleri inciten parti yöneticilerinin de ‘imaj’ kaygıları varsa, onlar için söyleyecek bir şey bulamıyorum.

-Eğer partiniz sizi aday göstermezse bağımsız aday olmayı düşünüyor musunuz?

Partimin aday listelerinde ismimi göremediği takdirde bağımsız aday olmayı tercih etmenin siyasi kimliğim ve duruşuma tezat teşkil edeceğini düşünürüm. Sivil bir anayasa için referandumda “evet” oyu kullandık. Anayasayı değiştirecek çoğunluk için yüzde 50 oy oranı hedefleyen partime çelme takamam. AK Parti’ye, Genel Başkan’a ve bu davaya inanan insanlara “bağımsız adayım, oylarınızı bana verin” diyemem. Başörtülülerin aday gösterilmediği bir durum yaşanırsa, ki siyasette her şey olabilir, yine de adres değiştirmem. Konjonktür gereği AK Partili olanlardan değilim.
 
 

Cemile Biçer

1976’de Afyon’da dünyaya geldi. Kız Meslek Lisesi orta bölümünü tamamladıktan sonra Afyon Lisesi’nden mezun oldu. ART FM’de radyo programları hazırlayıp sundu. 1994’te Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı’nı kazandı. 1998’de mezun olduktan sonra Konya’da bazı eğitim kurumlarında eğitimcilik ve yöneticilik görevlerinde bulundu. 

Kuruluşundan itibaren 2004-2006 yılları arasında Memleket Gazetesi’nin “Seyirlik Yazılar” köşesinde televizyon-sinema eleştirileri yazdı. 2006 yılından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı bünyesinde hizmet veren KOMEK kurslarında temel, orta ve ileri düzey Arapça dersleri verdi. Bu görevi devam ederken 3 kez Suriye’ye gitti. 2007-2009 yılları arasında başta Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, Betül Hanımlar Derneği olmak bazı sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına aktif olarak katıldı.

2007-2010 yılları arasında Konya’daki mülteci ve sığınmacıların sorunlarıyla bizzat ilgilendi. Halen, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği (İHAD) üyesi. Evli ve iki çocuk annesi olan Cemile Biçer, İngilizce ve iyi derecede Arapça biliyor. 

Eğitim çalışmaları yanında son yıllarda İslam Dünyası ve Türkiye’nin dış politikasına kafa yorduğu için ikinci fakülte okumaya karar verdi. Şu an A. Ü. Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans eğitimi alıyor. Türkiye’nin biriken sorunlarının çözümünü, sivil bir anayasa ile AK Parti’nin “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi”nin hayata geçirilmesinde görüyor. Türkiye’nin bütün renklerinin parlamentoda temsil edilebilmesi gerektiğini düşünüyor.

 

HABER


AK Parti Konya Milletvekili Aday Adayı Cemile Biçer, temayül sonuçlarını değerlendirdi.

AK Parti Konya İl Başkanlığı, milletvekili adaylarını belirlemek için genel merkez tarafından yapılacak değerlendirmede kullanılacak temayül yoklamasını 20 Mart’ta Selçuklu Belediyesi Spor ve Kongre Merkezi’nde yaptı.

Sonuçlarla ilgili yazılı bir açıklama yapan AK Parti Konya Milletvekili Aday Adayı Cemile Biçer, “Başbakanımız’ın geniş ufuklu liderliğinde birlikte çalışarak, Konyalılar’a ve Konya’ya hizmet için yola çıkmış bulunuyoruz. Vekil olalım veya olmayalım, Anadolu insanının sahip olduğu ve savunduğu yerel değerleri koruyarak bunları evrensel boyuta taşıyacak, bütün renkleri, çeşitliliği, alt kültürleriyle birlik ve beraberliğin çimentosu olabilmek için çalışacağız” görüşlerine yer verdi.

TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYACAK ELLERİ ÖPMELİYİZ!

Kendisinin de vekil olduğu takdirde, sosyal projelerini ve birikimlerini Konya’nın hizmetine sunmak istediğini ifade eden Biçer “Bu seviyeli yarışta aday adaylarımızın niteliklerini de yakından görme fırsatı bulduk. Dolayısıyla listenin alt sıraları ile üst sıraları arasında bence çok önemli bir fark yoktur. Hiç kimse üzülmesin. Hepimizin ortak paydası Konya’dır. Bu şehir için taş üstüne taş koyacak elleri öpmeliyiz. Temsilde adalete inanan, insan hak ve özgürlüklerine saygılı kimliklere de hürmet göstermeliyiz. Bu vesileyle şahsım adına oy kullanan veya kullanmayan, demokratik tercihini ortaya koyan herkese teşekkür ediyorum. Sonuçların hepimiz için, Konya için, Türkiye için hayırlara vesile olmasını diliyorum” açıklamasında bulundu.

KÖŞE YAZISI

Farklı bir aday adayı

Ben bu hanım kardeşimizi beş altı yıl önce tanıdım…

Kendisinden önce eşi İ. Hakkı Biçer’le tanıştım…

Memleket Gazetesi’nde yazı hayatına başlamamın ardından TYB Konya şubemizin düzenlediği Ereğli gezisi sırasında da aramızdaki samimi dostluk gelişti ve sonra aile dostu oluverdik.

Aslında daha evvelinde yakın dost olmalıymışız, bunu daha sonraları anladık. Çünkü Hakkı Bey anne tarafından bizim köylümüz oluyordu, hatta uzaktan akrabalığımızı fark etmiştik.

O yıllarda daha çok şiirlerimle tanınmakta iken, Hakkı Bey benim gazetede köşe yazıları yazmamı bunu fevkalade başarabileceğimi önerdi ve ısrarla konunun üzerinde durarak beni yönlendirdi.

O günden sonra yazılar yazdım ve onun dediği olmuştu başarılı olmuştum. Halen de bu gazetemizde yazılarıma devam ediyorum. Şehir kültürüne dair yazılarım, onun editöryal işçiliği ile kitaplaştı. Kısa sürede 1. baskısı tükendi.

Hasılı Konya’da adından söz edilen bir kişi olduk. Allah razı olsun sebep olanlardan.

Cemile Hanım’ı yazacaktım, söz nereye vardı.

Cemile Biçer hanım kardeşimiz; akıllı, cesur, atılgan, doğru bildiğinde ısrar eden, geleneklerinden asla taviz vermeyen, eşine, çoluk çocuğuna yuvasına, manevi değerlerine bağlı, ülkesini çok seven, çok iyi bir eğitimci.

Başörtüsü sorunundan dolayı Milli Eğitim’e başvuru yapmamış, rahmetli Sadrettin Kütükçü’nün davetiyle Büyükşehir KOMEK’te Arapça hocalığına başlayan, sosyal oldukça güçlü, memleket meselelerine vakıf, aydın bir hanım…

Kendisi de hala öğrenmeye azimli… Bu nedenle Arapça öğretmenliğinden sonra bir de ikinci fakülteyiUluslararası İlişkiler’i okuyor. Türkiye dış politikasına kafa yoruyor. Aday olur seçilirse Meclis’te Arap ülkeleriyle ilişkilerden sorumlu önemli görevler yapacağına inanıyorum.

Milli Eğitim, Kadın Aile komisyonlarında birçok sosyal projeyi hayata geçireceğine inancım tam. Belediye belki O’nun değerini fark edemedi, birçok kıymeti anlayamadığı gibi…

İki yıl önce Karatay Belediye Meclis Üyeliği’ne adaylığını koyduğunda cesaretinden dolayı kutlamıştım onu. Ne iyi etmiş siyasete atıldığı için. Meclis üyeliğinde yoksullar, kimsesizler ve Konya’nın siyah misafirleri mülteciler için yaptığı çalışmaları kim görmezden gelebilir.

O vekil olduğu takdirde de eminim, pek çok vekilin aksine, kendisine her zaman ulaşılabilen birisi olacak.

AK Parti’den Konya Milletvekilliği için aday adaylığını 11 Mart 2011 günü açıklamış. Haberi internetten okuyunca bu çalışkan, dürüst hanım kardeşimiz adına çok sevindim. Bir kez daha cesurluğuna, ataklığına ülkeye hizmet için çabasına hayran oldum, doğrusu gıpta ettim.

Yolun bahtın açık olsun, Allah seni doğru bildiğin yolda muvaffak etsin. Senin bu işleri de mutlaka başaracağına inancım sonsuzdur… Selametle.

Hülasa ben Cemile Hanım kardeşimizin ülkemize, Konyamız’a, dağarcığındaki bilgi ve becerilerle çok şeyler katacağını biliyorum.

Şu gerçeği belirtmekte fayda var. Konyamız’ın siyasette de yeni ve çalışkan yüzlere ihtiyacı var. Çünkühalkımızın çoğu birçok milletvekilimizin değil yüzünü görmek bir yana isimlerini dahi bilmemektedir. Seçim zamanı ortaya çıkıp yüzünü gösteren vekili kimse istemiyor.

Allah yolunu açık etsin, kalbine göre versin inşallah…